31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü nedeniyle bir açıklama yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, sigaranın kadına özgü sağlık zararlarına dikkat çekti.
“Sigara içen ve içmeyen kadınların karşılaştırıldığı çalışmalarda; sigara içen kadınlarda infertilite görülme oranının yüksek, doğurganlığın düşük ve gebe kalma süresinin daha uzun olduğu belirlenmiştir.” diyen Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, Dünya Tütüne Hayır Günü (WNTD), Dünya Sigarasız Günü , Dünya Tütünsüz Günü veya Dünya Sigarayı Bırakma Günü her yıl 31 Mayıs tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) üye devletlerince 1987 yılından bu yana tüm dünyada kutlanan önemli gündür.
Her yıl 5,4 milyon ölüm
Günümüzde her yıl dünya genelinde 5.4 milyon kişinin ölümüne neden olan ve yaygın bir hale gelen tütün kullanımının küresel olarak sağlık üzerine etkilerine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.
Tütün kullanımı dünyada en önemli önlenebilir hastalık nedenidir ve erişkin ölümlerinin % 10’undan sorumludur. Dünyada her yıl 6 milyon kişi sigaraya bağlı bir hastalıktan, 600.000’den fazla insanda kendisi sigara içmediği halde başkalarının içtiği sigara dumanına maruz kaldığı için hayatını kaybetmektedir. Eğer önlem alınmazsa 2030 yılında yıllık ölüm 8 milyona ulaşacaktır. Bu ölümlerin % 80’i az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşecektir. Ülkemizde yaklaşık 15 milyon kişi sigara içmekte ve her yıl yaklaşık 150 000 kişi sigaraya bağlı bir hastalıktan hayatını kaybetmektedir.
Sigaranın Kadına Özgü Sağlık Zararları
Günümüzde, sigaranın bilimsel olarak kanıtlanmış sağlık zararlarından hareketle hazırlanmış bir çok liste vardır. Her iki cinsiyet için de geçerli olan bu listelerde kanserler, kalp-damar ve solunum yolu hastalıkları büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Bu zararların bir çoğunun erkeklere göre kadınlarda daha ağır oluğu bilinmektedir. Örneğin sigara kadınlarda akciğer kanseri açısından daha etkilidir, adeno karsinomlar sigara içen erkeklere göre sigara içen kadınlarda daha sık görülmektedir. Bundan daha da kötüsü sigaranın, menstruel bozukluk, üreme fonksiyonu bozuklukları, serviks kanseri, anne ölümleri gibi ayrıca ve fazladan kadına özgü zararları da vardır.
Sigaranın Kadın Üreme Fonksiyonlarına Etkisi ve İnfertilite(kısırlık) ile İlişkisi:
İnfertilite, çiftlerin bir yıl süresince çocuk istemeleri ve korunma yön¬temi kullanmadan düzenli cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen gebeliğin gerçekleşmemesi olarak tanımlanmaktadır. Üreme çağındaki kadınlarda sigara içme sıklığının %25 olduğu kabul edilmektedir. Literatürde, üreme çağındaki kadınlarda günlük içilen siga¬ra miktarının ve sigara içme süresinin doğurganlığı ve üreme yeteneğini doğrudan etkileyebildiği vurgulanmaktadır. Sigara içen kadınlarda infertilite görülme oranı, içmeyenlere oranla on kat daha fazladır. Kadınların %13’ünde infertiliteye sigara içiminin neden olduğu belirtilmektedir.
Sigara içen ve içmeyen kadınların karşılaştırıldığı çalışmalarda; sigara içen kadınlarda infertilite görülme oranının yüksek, doğurganlığın düşük ve gebe kalma süresinin daha uzun olduğu belirlenmiştir. Özellikle günde 20 adetten fazla sigara içen kadınlarda yukarıda sayılan sorunlar daha fazla oranda görülebilmektedir.
Yapılan bir çalışmada, aktif olarak sigara içen kadınların bir günde içtikleri sigara sayısına bağlı olarak gebe kalmada sorun yaşamadıkları ve sigara içmeyen kadınlarla karşılaştırıldığında bu kadınların en az 3-12 ay daha geç bir sürede gebe kaldıkları belirlenmiştir. Bunun yanında, kadının eşinin sigara içmesi nedeniyle pasif sigara dumanına maruz kalması da kadınların üreme fonksiyonlarını olumsuz olarak etkilemektedir.
Sigara içen kadınlarda yumurtalıklarından salgılanan estrojen hormonu düzeyindeki azalma, yumurtalıkların fonksiyonlarında azalmaya neden ol¬makta ve yumurtalıklarda folikül hücrelerinin gelişmesini sağlayan hormon (FSH) düzeyini yükseltmektedir. Yumurta hücresinin gelişmesini sağlayan hormon düzeyleri (FSH) sigara içen kadınlarda, içmeyenlere göre önemli oranda yüksektir. Yapılan bir çalışmada, yumurta hücresinin gelişmesini sağlayan hormon (FSH) seviyesinin aktif olarak sigara içenlerde içmeyen¬lere göre %66; pasif olarak sigara dumanına maruz kalanlarda ise %39 oranında daha yüksek olduğu belirtilmektedir.
Kadının sigara içmesi ya da sigara dumanına maruz kalmasının üreme fonksiyonlarına etkisi şunlardır;
1. Gebe kalma süresinin uzaması (ortalama 3 -12 ay),
2. Primer ya da sekonder infertilite,
3. Menapoza daha erken yaşta girilmesi (ortalama iki yıl önce),
4. Kendiliğinden düşük yapma riskinin artması (spontan abortus),
5. Erken doğum eylemi,
6. Düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riski (bebeğin doğum ağırlığı ortalama 150-300 gr daha az),
7. Yumurtalıklardaki foliküllerde tükenme (gebe kalmada sorun yaşa¬ma/erken menapoza girme)
8. Adet bozuklukları ve iki adet arası sürenin kısalması,
9. Mesane ve rahim ağzı kanseri gibi risk faktörlerine neden olabilmek¬tedir.
Sigara içen kadınlarda trakea, bronş ve akciğer kanserinin yanında; serviks, mesane, larinks, ağız-yutak, böbrek ve pankreas kanserleri de daha sık görülmektedir.
Sigara içen kadınlarda, kalp-damar ve kronik akciğer hastalıkları da daha sık görülmektedir.
Sigara içenlerde koroner kalp hastalığından ölüm hızı içmeyen kadınlara göre iki kat, kronik akciğer hastalığı nedenli ölüm riski ise 12 kat daha yüksek bulunmuştur. ABD’de, kadınlarda kronik akciğer hastalığı nedenli ölümlerin %90’ının sigaraya bağlı olarak meydana geldiği hesaplanmaktadır.
Kadınlarda kalp-damar hastalıkları ile ilgili diğer bir konu da oral kontraseptif kullanımının sigara ile olan etkileşimidir. Oral kontraseptif kullananların sigara içmesi halinde, koroner kalp ve periferik damar hastalıkları olasılığı daha yüksek olmaktadır.
Kadınlar kendi sigara içmese bile; evde eşinin sigara içmesi nedeniyle pasif olarak etkilenmesi sonucu akciğer kanseri ve kalp-damar sistemi hastalıkları gibi sağlık sorunları bakımından risk yaşaması da konunun diğer bir boyutunu oluşturmaktadır.
Sigara içen kadınlarda menstruasyon bozuklukları ve infertilite sorunlarına daha sık rastlamaktadır. Sigara içen kadınların daha erken menopoza girdikleri de bilinmektedir.
Sigaranın zararları yalnızca sigara içen kadınla da sınırlı değildir. Placenta previa, abruptio placenta, membran rüptürü, düşük, ölü doğum, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve konjenital malformasyon sıklıkları sigara içen kadınlarda daha yüksek görülmekte ve sigara daha anne karnından başlayarak sigara içenlerin çocuklarını da olumsuz etkilemektedir.
Gebeliği sırasında sigara içen annelerin bebeklerinin ağırlıkları ortalama 200-250 gram daha düşük olmaktadır. Sigara anne sütünün azalmasına da neden olmaktadır. Sigara her yıl yalnızca ABD’de 24500 düşük doğum ağırlığından, 71900 erken doğumdan ve 200000 astım atağından sorumludur. Aynı şekilde ani bebek ölümü de sigara içen annelerin çocuklarında daha sık görülmektedir.
Sigara içilen evde büyüyen çocukların solunum sistemi ile ilgili enfeksiyonlara daha sık yakalandıkları da bilinmektedir.
Ayrıca anne ve babalar çocukları için birer “rol model”dir. Sigara içilen evde yetişen çocuk ve gençlerin sigaraya başlama olasılıkları çok daha yüksektir.
Sigara içenlerin cildinin erken yaşlandığı, sesinin kalınlaştığı, osteoporozun sigara içenlerde daha fazla görüldüğü bilinmektedir.
Op.Dr.Abdulaziz Akkaya
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı