“Vajinal akıntılar, kadınları kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına götüren nedenlerin en başında gelen ve kişisel, sosyal ve cinsel yaşamını etkileyen rahatsızlıklardır”. diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, “Vajinal akıntılar yaşamın hemen her döneminde karşımıza çıkabilmekle beraber en sık olarak üreme çağındaki cinsel aktif kadınlarda görülürler.” şeklinde konuştu.
Özellikle yaz döneminde vajinal akıntı şikayetlerinin oldukça arttığına dikkat çeken Op.Dr. Abdulaziz Akkaya, genital bölgenin hava sıcaklığı etkisiyle terlemesinin, mayo- bikinilerin kadınların üzerinde ıslak kalması, yeterince dezenfekte edilmeyen kirli havuz suları veya aşırı klorlanmış havuz suyu nedeniyle vajen florası bozulduğunu ve vajinal akıntı şikayetine yol açtığın vurgu yaptı.
Öncelikle her vajinal akıntı patolojik midir, ya da hangi tip vajinal akıntı şikayetinde ihmal edilmeden doktora başvurmalı bunlardan söz etmek gerektiğini ifade eden Op.Dr. Abdulaziz Akkaya, “Üreme çağındaki her kadında az miktarda şeffaf, kaygan ve kokusuz bir vajinal akıntı vardır. Normalde var olan bu vajinal sıvıya fizyolojik vajinal akıntı denir. “ dedi.
Ağızda tükürük, burunda burun salgısı, gözde göz yaşı gibi, vücudun dışa açılan bölümlerinde, bu bölgeleri kaplayan mukoza dokusunun kurumaması ve işlev görebilmesi için mutlaka salgı ile beslenmesinin gerekli olduğunu ifade eden Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, “Fizyolojik akıntı diye tariflediğimiz vajinal salgının özelliği akıntının uzun zamandan beri var olması, hemen her gün bulunması, kokusuz olması ( ancak gün içinde beklendiğinde terle karışıp koku yapabilir), renginin şeffaf-beyaz veya açık sarı renkli olması, beraberinde ağrı, idrar yaparken yanma, kanama ve diğer belirtilerden hiç birinin bulunmamasıdır.” şeklinde konuştu
Fizyolojik akıntının, rahim ağzı salgılarıyla birlikte kendini sürekli olarak yenileyen vajina dokusundaki artıkların atılmasından ibaret olduğunu söyleyen Op.Dr. Abdulaziz Akkaya, “Bu açıdan bakıldığında fizyolojik akıntının aslında önemli bir işlevi vardır” dedi.
Fizyolojik akıntıların bazen ped kullanımı gerektirecek kadar fazla olabileceğine dikkat çeken Op.Dr. Abdulaziz Akkaya,” Fizyolojik akıntı adet döngüsünün her gününde var olabileceği gibi yalnızca belli günlerde de ortaya çıkabilir. Yumurtlama döneminde rahim ağzından yumurta akı kıvamında, lastik gibi uzayabilen berrak bir sıvı salgılanır ve bu sıvı kadın tarafından çoğunlukla hissedilerek “akıntı” olarak nitelendirilir.” dedi.
Vajinal akıntının özellikleri yukarıdaki saydığımız tanımalara uymuyorsa bu bir sorun olduğuna işaret edebilir diyen Op. Dr. Akkaya, özellikle yeni başlayan, yani alışkın olunmayan bir vajinal akıntı söz konusuysa Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanına başvurulması gerektiğini belirtti.
Yeni ortaya çıkmış, koyu sarı, yeşil, kahverengi renkli, kanlı, köpüklenen, kötü kokulu, beyaz, peynir kesiği şeklinde beraberinde ağrı, idrar yaparken yanma, ilişki sırasında yanma ve ağrı, normal dışı kanama gibi belirtilerle seyreden bir akıntının çoğu durumda bir genital sistem sorununa işaret ettiğine dikkat çeken Op. Dr. Abdulaziz Akkaya böylesi durumlarda mutlaka Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Vajina iltihabına “vajinit” ve serviks denilen rahim ağzının iltihabına “Servisit (Rahim Ağzı Yarası) ” denir. Vajinit ve servisitlerin en önemli bulguları da normalden farklı olan, yani fizyolojik olmayan patolojik Vaginal akıntı (Lökore) dır.
Vajinitteki akıntı fizyolojik akıntılardan farklıdır. Vajinitteki akıntı daha bol miktardadır, kötü, rahatsız edici kokusu olabilir ve daha koyu kıvamlıdır. Bazen süt kesiği veya yoğurt kıvamında olabildiği gibi bazen de köpüklü ve bol sarı-yeşil renkte olabilir.
Serviks iltihaplarında (Servisit (Rahim Ağzı Yarası) ) ise anormal vajinal akıntılar yanında, vajinitten farklı olarak kasık ve bel ağrıları olabilir.
Enfeksiyon ve iltihabi durumlar dışında da birçok kadın hastalığı vajinal akıntıya neden olabilir. Genital bölgede kullanılan kokulu parfümler, pedler, tamponlar veya prezervatif gibi yabancı maddeler de vajinada tahriş yaparak akıntıya neden olabilir.
Tüm bu nedenler dışında nadiren de olsa üreme organları ile ilgili tümöral durumlarda da kanlı akıntı (özellikle Serviks kanseri yani rahim ağzı kanserinde) şikayeti olabilir.