Normal doğum

normal doğum

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, doğumun en az 24 haftalık bir hamilelik sürecinden sonra bebeğin rahim dışına çıkması olarak tanımlandığını belirterek, 24 haftadan önce gerçekleşmesinin ise düşük olarak adlandırıldığını söyledi.

Normal bir gebelik süresinin son adet başlangıç gününden itibaren 280 gün ya da 40 hafta olduğunu ifade eden Op.Dr. Abdulaziz Akkaya, “Normal doğum 37-41 gebelik haftaları arasında, kendiliğinden başlayan rahim kasılmalarıyla, başla gelen tek bir bebeğin anne ve bebeğe zarar vermeden vajinal yolla canlı olarak doğmasıdır.” dedi

Normal doğumda, bebek doğduktan en geç otuz dakika sonra plesanta ve zarlarının da kendiliğinden rahimden dışarı atıldığını belirten Op. Dr. Akkaya rahim içinde plasenta parçasının kalmasının kanama ve enfeksiyona neden olacağına dikkat çekti

Doğumun yaklaştığını gösteren belirtiler nelerdir?

Hamileliğin son aylarında rahmin göğüs kafesine kadar yükseldiğini ve yaptığı basınç nedeniyle nefes almanın zorlaştığını söyleyen Antalya Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, bu dönemde mide ve bağırsak şikâyetleri olabileceğine dikkat çekti.

Yalancı doğum ağrısı

İlk hamileliklerde doğumdan bir-iki hafta önce, sonraki gebeliklerde doğumdan yaklaşık birkaç gün önce bebeğin başının doğum kanalına yerleşmesi üzerine rahmin yüksekliği 2-3 cm azalır. Bu durum gebe kadında rahatlama yaratır. Daha rahat nefes alıp verir. Mide ve bağırsak şikayetleri azalır. Bunun yanı sıra idrar torbasına basınç arttığı için sık idrara çıkılır. Gebeliğin 28. haftasından itibaren rahimde zaman zaman kasılmalar, sertleşmeler meydana gelir. Bunlar normaldir ve genelde ağrısızdır. Bazen ağrılı olduğunda bunlara yalancı doğum ağrısı denir. Rahmin doğuma hazırlık yaptığı bu kasılma egzersizleri son haftalarda oldukça sıklaşır. Doğumun yaklaştığını gösteren bu belirtiler her gebe kadınca yaşanmayabilir ya da fark edilmeyebilir. Bu durum da normaldir.

Randevu ve İletişim

Doğumun başlaması ve nişan

Nişan, kasılmalarla birlikte olan sancı ve/veya suyun gelmesi bize doğum eyleminin başladığını gösterir. Bu üç belirti sıra ile değildir. Her kadında ve bir kadının her doğumunda farklı sıralarla görülebilir. Nişan gebelik boyunca rahmi ve bebeği enfeksiyonlardan korumak amacıyla rahim ağzının kapalı kalmasını sağlayan pelte kıvamında bir tıkaçtır. Rahimdeki kasılmaların etkisiyle genişleyen rahim ağzından bu tıkaç düşmesi ile gebeler bunu hafif pembemsi bir akıntı şeklinde fark edebilir. Halk arasında buna belirti, nişan, iz denir.

Amniyon sıvısının gelmesi

Bebeği koruyan su kesesi gerilmelerin ve kasılmaların etkisiyle yırtılabilir. Bu nedenle amniyon sıvısı rahimden dışarı akar. Su kesesi üst bölgeden ve sıyrık şeklinde yırtılmışsa amniyon suyu sızıntı şeklinde akabilir. Amniyon sıvı akıntı gibi koyu, kıvamlı değil, su gibi akışkandır. Kendine has bir kokusu da vardır. Amniyon kesesi yırtıldıktan sonra bebeğin ve anne rahminin mikrop alması kolaylaşır. O nedenle su geldiğinde ya da şüphe edildiğinde hemen hastaneye gitmek gereklidir. Vajinanızdan sızıntı veya akıntı geliyorsa doktorunuzu arayın.

Karında sertleşme ve ağrı

Doğumun başladığını gösteren bir diğer belirtinin de karında sertleşme ile birlikte ağrının hissedilmesi olduğunu söyleyen Antalya Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, başlangıçta hafif olan, kısa süren ve seyrek olan bu ağrıların gittikçe daha uzun, şiddetli ve sık hale geldiğini kaydetti

Sancıların sıklaşması

Op. Dr. Akkaya, doğum sancıları başladığında hemen hastaneye gitmenin gerekmeyeceğinin altını çizerek, ancak sancılar yaklaşık 4-5 dakikada bir geliyorsa hastanede olmanın gerektiğini vurguladı.

Gerçek doğum ağrıları başladığında hemen hastaneye gitmek gerekmez. Ancak suyunuz gelirse, kanama olursa ve birden bire sık ve şiddetli ağrılar gelirse hemen hastaneye gitmelisiniz. Ağrılar beş dakikada bir geldiğinde hastaneye gitmek için evden çıkılmalıdır.

Doğumun birinci evresi

Gebelik boyunca kapalı olan rahim ağzının bebeğin doğabilmesi için kasılmaların yardımıyla tam açılmasına (10 cm) kadar geçen süredir. Bu evre doğumun en uzun evresidir (yaklaşık 8-10 saat). Ancak gebe kadının sancılarını fark etmesinden çok önce kasılmalar başladığından ve bazı gebelerin ağrı eşiği yüksek olduğundan, gebe sancısını fark ettiğinde bu evrenin bile sürmesini geçirmiş olur. Bu dönem pasif ve aktif dönem olarak ikiye ayrılır.

a.Pasif dönem: Doğumun ve birinci evrenin en uzun süren dönemdir. Bu dönemde ağrılar seyrek ve daha hafiftir. Bu dönem ilk doğumu olan gebelerde daha uzun sürer. Birkaç saatten bir iki güne kadar sürebilir. Bu dönemde eğer başka bir belirti yoksa hastaneye gitmek gereksizdir.

b.Aktif dönem: Rahim ağzı yaklaşık 3 cm açıklığa ulaştıktan sonra başlayan dönemdir. Bu dönemi kadın, ağrılarının sıklaşmaya ve şiddetinin artmaya başlamasıyla fark eder. Bu dönemde ağrılar yaklaşık 5 dakikada bir gelmeye başladıktan sonra hastaneye gidilmelidir. Ancak bu dönemde suyun fazla gelmesi, ne olursa olsun kanamanın olması ya da normal olmayan herhangi bir durum fark edildiğinde ağrıların sıklığına bakılmaksızın hemen hastaneye gidilmelidir.

Birinci evrenin sonuna doğru yani rahim ağzı 8-9 cm açıldığında sancılarla birlikte gebe kadın ıkınma da hisseder. Eğer doğumu yaptıracak hekim izin verirse kadın ıkınabilir. Vaktinden önce ıkınma doğumu uzatabilir.

Doğumun ikinci evresi

Rahim ağzının tam açılmasından bebeğin doğumuna kadar geçen süredir. Bu süre yarım ile iki saat arasındadır. Bu dönemde kadının kuvvetle ıkınması süreyi kısaltır. Ikınma, tekniğe uygun olursa etkilidir. Aksi halde sadece annenin yorulmasına neden olur. Doğumun bu dönemi annenin aktif olarak doğuma katıldığı bir dönemdir.

Ağrının en güçlü olduğu sırada gebe kadının derin bir nefes alarak bu havayı dışarı vermeden ağzını kapatarak kuvvetle ıkınır. Ikınırken kalça ve bel “C” pozisyonunda, çeneyi göğse dayayarak tüm gücüyle makatına doğru ıkınarak bebeği iter. Ikınma ağrı boyunca devam etmeli, ağrı geçince ıkınmamalı ve gevşemelidir. Bebeğin başı doğarken gebeye ıkınmaması söylenir, ancak ıkınma hissi devam etmektedir. Ikınmayı önlemek için ağız açılarak kuvvetli bir şekilde kısa nefesler alıp verilir.

Doğumun üçüncü evresi

Bebeğin doğmasından sonra plasentanın doğmasına kadar geçen süredir. (30 ile 45 dakika). Plasenta çıktıktan sonra tam olup olmadığı kontrol edilir. Rahim içinde plasenta parçası kalırsa kanama ve enfeksiyona sebep olur. Kesi yapılmışsa dikişi yapılır. Genellikle anneler bu evrede büyük bir rahatlık, mutluluk ve yorgunluk hissederler. Daha sonra annenin temizliği ve kanama kontrolü yapılır ve odasına çıkarılır. İlk birkaç saat kanama kontrolü, tansiyonu, nabzı ve diğer bulgularına bakılır. Bu esnada doğumhanede bebeğini emzirememişse odasında bebeğini sevebilir ve emzirebilir.
normal doğum