HPV ya da diğer adı ile genital human papilloma virus hpv virüsü enfeksiyonu cinsel yol ile bulaşan ve genital siğil olarak bilinen kondilom’ ların oluşmasından sorumlu olan viral bir enfeksiyon olup mutlaka ciddiye alınmalıdır. Son yıllarda özellikle gençler arasında ülkemizde de giderek artan bir sıklıkta görülmektedir. Genital siğil şikayeti ile tedavi için başvuranlarda da önemli artışlar gözlenmektedir.
Genital siğiller, HPV virüsü enfeksiyonu hem kadında hem de erkekte daha sıklıkla genital bölgede, makat etrafında ve nadiren de ağızda oluşur. Bu siğiller veya diğer adı le kondilom yapıları Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu sonucu oluşan karnıbahar görünümünde, bazen tek , bazen çok sayıda, bazen toplu iğne başı kadar ufak, bazen de 4 cm çapına (ender durumlarda çok büyük çaplı ) erişebilen ağrısız kitleler ve papiller oluşumlardır.
HPV Nasıl Bir Virüstür?
HPV (human papilloma virus, genital human papilloma virus, hpv virüsü ) cinsel bölgede ve deri ile mukozalarda enfeksiyon yapan ve condyloma acuminatum (kondiloma aküminatum, kondilom, kondülom, kondiloma) adı verilen siğil şeklinde kitlelerin oluşumuna neden olan bir çeşit virüstür. Birçok virüs hastalığında olduğu gibi HPV virüsü de bir kez vücuda girdiğinde hücreler içinde yerleşir ve zaman zaman alevlenmelere yol açarak tekrarlayan enfeksiyonlar oluşturur. Bu yüzden HPV enfeksiyonu kesin tedavisi olmayan bir hastalık olarak kabul edilmesine rağmen son yıllarda bazı tiplerinin 4-5 yıl gibi bir sürede vücuttan atılabildiği ve enfeksyonunda kaybolabildiği sanılmaktadır.
HPV’ nin şu an bilinen ve sınıflanan 100’e yakın alt tipi vardır. Bunların bir kısmı sadece üreme sisteminde enfeksiyona neden olurlar ve bunlara genital HPV adı verilir. En sık HPV tip 6 ve 11 genital siğillere neden olmaktadır. Fakat HPV tip 16,18, 31,33 , 35 ve 52 rahim ağzında hücresel değişikliklere yol açmaktadır. Rahim ağzı kanseri tanısı konmuş kadınların % 95’inde HPV virüsü saptanmaktadır. Kadın kanserleri içinde ön sıralarda yer alan rahim ağzı kanserinin (serviks kanseri) en önemli, hatta belki de tek nedeni HPV enfeksiyonudur. Bu sebep dolayısı ile HPV virüsü ve meydana getirdiği genital siğiller tespit edildiğinde mutlaka tedavi edilmeli ve hastalar doğru bir şekilde yakından takip edilip smear testi ve gerektiğinde kolposkopik incelemeleri yapılmalıdır. Şu da bir gerçektir ki, HPV virüsünun bir sonucu olan genital siğil (kondilom) varlığında bu virüsün bulaştırıcılığı çok fazladır ve bu kondilomların yakılması ile virüs çoğu kez bulaştırıcılığı azalarak nekahat dönemine girer.
HPV virüsü ve kondilom nasıl bulaşır? Genital siğil nasıl oluşur?
HPV cinsel yolla bulaşan hastalık olup en sık görülenidir. Cinsel bölgeyi enfekte eden HPV’ ler temas yolu ile kolayca yayılırlar. HPV’ nin bir kişiden diğerine bulaşması için mutlaka tam bir ilişki olması gerekmez. Enfekte olan cilt bölgelerinin birbiri ile teması ile de hastalık bulaşabilir. Tam bir cinsel ilişki olmadan dışarıdan “sürtünme” yolu ile gençlerde de sıklıkla bulaşabilmektedir.
Virüsün kuluçka süresi değişkendir. HPV tipine göre kuluçka süresi değişir. Bazı HPV tiplerinde kuluçka süresi 1-2 ay iken bazı HPV tiplerinde yılları bulabilmektedir. Bulaşma olduktan sonra bulgular bazen birkaç ay, bazen de birkaç yıl sonra ortaya çıkabilir. Hatta bazen virüs yıllarca hiçbir bulgu vermeden vücutta kalabilir. Hastaların büyük bir kısmında 2-6 ay içinde belirti verir. Aktif genital lezyonların varlığında bulaşıcılık en yüksektir. Siğiller ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra yeniden siğil çıkmadan geçen dönem ne kadar uzunsa bulaştırıcılık da o oranda azalmaktadır.
Kondilomların bulaşması genital HPV hastalığı taşıyan bir bireyle girilen her türlü cinsel ilişki ile bulaşabilir. Virüs, ilişki sırasında ciltte ortaya çıkan mikroskopik yırtıklar ve sıyrıklar vasıtası ile ciltten cilde temas yolu ile bulaşır. Virüsün erkek menisi içinde de saptanması vücut sıvılarının teması yolu ile de bulaşabileceğini düşündürmektedir. Virus ile temas eden herkeste enfeksiyon bulguları ortaya çıkmaz, ancak kondülom ortaya çıkan bireylerin % 60-90’ının partnerinde de virüs olduğu saptanmıştır. Virüs bir kere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir. Cinsel yönden aktif olan herkeste görülebilir ve bir çok cinsel aktif kişi HPV virüsü için taşıyıcı “portör” olabilir.
HPV- Genital Siğil, Kondilom belirtileri nelerdir?
HPV ile temas ve bulaşma olduktan sonra mutlaka hastalık ortaya çıkmaz. Aslında çoğu kişide HPV vücudun kendi savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirilir. Bir başka olasılık da virüsü alan kişide uzun süre hiçbir belirti ortaya çıkmamasıdır. Kişi yıllarca hiçbir yakınma ortaya çıkmadan yaşayabilir. Ancak bu durum hastalığı yaymasına engel değildir ve ilişkide bulunduğu kişilere hastalığı bulaştırabilir. Bu durum sessiz enfeksiyon olarak adlandırılır.Genital siğil oluşumuna sebep olan HPV virüsünü hiç bir belirti vermeden taşıyan kişilere de “portör” adı verilmektedir.
Genelde dış genital bölgede küçük siğiller ortaya çıkar. Bunlar kişinin kendisi tarafından görülebilir ya da elle hissedilebilir. Siğiller yumuşak,ciltten hafif kabarık, pembe-beyaz renkli, karnıbahar benzeri oluşumlardır. Tek ya da grup halinde olabilirler. Zaman zaman dışarı kabarık olmayıp düz olarak bulunurlar. Nadiren vajina içinde, makat çevresinde görülebilirler. Anal yada oral seks sonrasında ağız içi ve makat içinde de siğiller ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda vajina içinde ve rahim ağzı üzerinde de siğiller olabilir. Kondilom da ağrı olmaz, fakat ara sıra kaşıntı ve yanma görülebilir. Bazen hasta gözle fark edemeyebilir ve genellikle rahatsızlık veren kaşıntı bazen tek belirti olabilmektedir.
Tedavi edilmediği taktirde siğiller hiçbir değişikliğe uğramadan uzun bir süre kalabilir, ancak bu davranışları oldukça nadirdir. Genelde sürekli olarak büyüme ve yayılma eğilimleri vardır. Kondilom ile birlikte başka bir vajinal enfeksiyon varsa bu büyüme genelde daha hızlı olur. Çoğunlukla vücudun nemli ve sıcak bölgelerine doğru yayılma gösterir. Eğer vajina ve makat civarında anormal renk ve şekil değişiklikleri ile daha önce olmayan anormal kabarıklıklar görülürse, genital bölgede kaşıntı, yanma ve kanama varsa, partnerde kondilom var ise ya da daha önceden geçirmiş ise mutlaka bir jinekolojik muayeneden geçmek gerekir.
HPV enfeksiyonları virüsün türüne bağlı olarak rahim ağzını oluşturan hücrelerde displazi adı verilen kansere değişebilecek bazı değişimlere neden olabilir. Pap smearde hücrelerde koilositoz saptanır. Düşük riskli tipteki virüsler genelde PAP smearda ortaya çıkan ASCUS , CIN (Cin 1, CİN 2, CİN 3 ) ve SIL gibi değişimlere neden olurlarken yüksek riskli tipler uzun dönemde rahim ağzı kanserine neden olabilirler. Bu nedenle HPV tiplendirilmesi çok önemlidir. Genetik laboratuvarlarında HPV DNA tiplemesi günümüzde kolaylıkla yapılmaktadır.
Rahim ağzı kanseri tüm dünyada kadınlarda görülen kanserler arasında 2. sırada yer alır ve öldürücü bir kanserdir. Buna karşın kanser türleri arasında önlenebilir olması açısından ayrı bir öneme sahiptir. Serviks kanserini önlemenin tek ve en basit yolu düzenli aralıklarla yapılan pap – smear testleridir. Smear testinde CIN yada SIL olarak tanımlanan anormallikler saptandığında kolposkopi ile biopsi yapılarak tanı kesinleştirilir. Daha sonra hastalığının derecesine göre rahim ağzındaki değişime uğramış bölge LEEP yada konizasyon adı verilen basit ameliyatlar ile çıkartılır ve daha sonra düzenli kontrollere başlanır. CIN yada SIL’in ileri evre olması durumunda eğer kişi ailesini tamamlamış ve başka çocuk istemiyorsa ya da 40’lı yaşlar civarındaysa rahimin alınması (histerektomi) da bir diğer tedavi yöntemidir. Bu kararlar hastanın yaşına, hastanın ailevi-sosyal durumuna ve rahim ağzındaki anormal değişimlerin derecesine ve ciddiyetine göre verilir.
HPV tanısı nasıl ve ne şekilde konur?
HPV’ nin neden olduğu rahim ağzındaki değişimler ise rutin yapılan PAP smear testlerinde saptanır. Pap smear (rahim ağzı kanseri taraması) testi ömür boyunca 6 ayda bir yapılmalıdır.
PAP smearda HPV’ ye bağlı olduğu düşünülen değişimler (özellikle koilosit hücreleri ve koilosit görünümü) saptandığında aynı materyal içinde HPV’ ye ait DNA incelemeleri yapılarak HPV varlığı ve hangi tip HPV bulunduğu saptanabilir. Örneğin rahim ağzı kanserlerinin % 50’sinde HPV tip 16 saptanmaktadır. DNA tiplemesinde HPV tip 16 bulunduğunda bu kadında ömür boyu çok yakın takipler yapılması gerekir.
Kondilom tanısı konan kişilerin partnerleri de mutlaka muayene olmalı ve gerekir ise genital siğil için tedavi edilmelidir. Çünkü tedavi edilmemiş bir eş enfeksiyonun sürekli yeniden bulaşmasına neden olabilir. Erkeklerde ise belirti vermeyen HPV’ nin saptanması mümkün değildir. Erkeklerdeki sessiz enfeksiyonu saptayabilecek maalesef bir test yoktur!.
HPV kan dolaşımına geçmediği için kanda bu virüsü saptamak mümkün değildir. Yani sanılanın aksine HPV tanısını bir kan testi ile koymak mümkün değildir ve HPV-genital siğil ‘e özgün bir kan testi incelemesi yoktur…
Gebelik, hamilelik sırasında HPV enfeksiyonunun önemi nedir?
Gebelik döneminden önce var olan yada gebelikte yeni çıkan genital siğil, kondilom kitlelerinin aşırı büyümesi bazen doğum kanalının tıkanmasına neden olur ve vajinal yolla normal doğum imkansız hale gelir.
Diğer bir istenmeyen durum da bebeğin doğum eylemi esnasında doğum kanalından geçerken doğum kanalındaki HPV’ yi kapması sonucu meydana gelir. Virüsün bulaşması bebeğinin larinksinde (ses tellerinin bulunduğu organ) papillomlar (ufak kitleler, laringeal papillomatozis) oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle kondilom varlığında ve kondilom öyküsünde hamilelere doğumun sezeryan ile yapılması önerilir.